- Gilles Deleuze (1925-1995) söz konusu olduğunda, düşüncenin ne olduğu içerikten çok biçim tarafından tayin edilir.
- Düşüncenin oluş biçimleri üzerinde belirleyici etkiye sahip olanlar:
* nerede ve nasıl ortaya çıktığı,
*içerdiği fikirlerin nasıl organize edildiği ve sunulduğu,
* kendi dışındaki güçlerle hangi yollardan bağ kurduğu,
*zaman içinde nasıl bir yol kat ettiğidir. - Modern düşüncenin işe yaraması, insanlara hizmet vermesi beklenirdi. Modern ve akılcı insan dış dünyanın etkisini içselleştirir; Deleuze tarafından düşünce imgesi veya ortaya çıkan hiyerarşik ve merkezi organizasyon biçiminden ötürü devlet biçimi olarak adlandırılır.
- Deleuze’nin müdahalesi, zihinde şekillenen modelin uygulandıkça yeniden şekillenen, karşılaştığı engellerden ötürü yerini yeni söylemlere bırakan çift yönlü bir etkileşime maruz kaldığını açıklamaktır.
- Deleuze ve Guattari göçebe düşünce kavramını ortaya atar. Göçebe düşüncenin hareket noktasını, her zaman dışarıyla bağ kurma isteği oluşturur, fikirler bir dışsallık formu içinde üretilir. Göçebe düşünce değişkenlikle karakterize edilir. Göçebe düşüncenin yaptığı iş, düşünce imgesini tahrip etmektir. Göçebe düşünce fikirlerinin, hiyerarşik bir yapı veya merkezi bir göstergenin buyurganlığı ile birbirine bağlanması söz konusu değildir.
- Tıpkı kök bitkileri gibi göçebe düşünce de yeraltında gelişir. Uygun bulduğu bir anda yüzeye çıkması ve etkisini göstermesi mümkün olduğu gibi, belirgin bir merkezi olmadığı için tümüyle yok edilmesi de söz konusu değildir. Bir köksap kendini yeniden başka bir konumda tesis edebilir.
- Göçebe düşünmek, nesnelerin zihindeki temsillerinden değil, gerçekliğin kendisi olan ve onun oluşumuna müdahil olan güçlerin varlığından destek alır.
- Göçebe düşüncenin adlandırılma koşullarını, mekanlar boyunca gerçekleştirdiği seyahati, kat ettiği mesafe boyunca yaşadığı dönüşümleri ve konaklama mekanlarında hangi koşullar altında kabul gördüğünü bir arada değerlendirmek gereklidir. Bir düşünsel etkinin değerlendirilmesi, coğrafya ile bağlarını kurmayı, jeo-felsefi bir perspektifi gerekli kılar.
- Deleuze ve Guattari’nin özel adlar kuramına göre, tarihsel bir isim, biz onu adlandırdığımızda ve kendimizi onunla özdeşleştirdiğimizde etkin hale gelir.
- Azınlık, Deleuze felsefesinde sayıca az olanı değil, egemenlik aygıtı tarafından dışlanan ve tabi kılınan bütün toplumsal kümeleri temsil etmek için kullanılan bir kavramdır. Amaç, egemenlik aygıtının soyutladığı akışları yeniden serbest bırakmak, bu akışların yolunu tarihsel güçlerin yoluyla kesiştirmektir. Felsefenin yarattığı kavramların devlet tarafından temsil edilmediği alanda göçebe düşünür ve düşünce ortaya çıkar. Göçebe düşünce, felsefe, bilim, toplum, siyaset ve sanat gibi çok geniş bir alanda ortaya çıkar.
Azınlık, Çağdaş Sanata Varış, Christo ve Jean-Claude Reichstag, dışsal, Gilles Deleuze, göçebe düşünce, Hans Haacke, jeo-felsefi bir perspektif, Postmodern Politika, Reichstag
Leave A Reply